Malazgirt Savaşı
Bizans Tarafı
Ben ki Romen Diyojen, Roma İmparatorluğuna
geldiğim yer Roma'dan eski. Bu ölü yeri
canlandırmaya geldim. Bilinen Dünyaya hükmettiğimiz zamanları anımsadıkça içimde huzursuzluk tüttü, müslümanları emrim altına sokmaya ant içtim! Ancak demeye yetmez, icraat de yapmak lazımdı. Yaptık da! Topladığım bazı diğer Türk kökenli milletler ve Elit Bizans askerlerinden oluşan devasa bir ordu ayarladım. O gin kendi kendime dedim ki:
"Yüce İsa köpek dili konuşan müslümanları yerin dibine soktuğumda bana cenette kendi yanına bir yer ayarlayacak"
Bunu duyan vezirim bana:
"Tanrının eşi falan mı olmak istiyorsunuz efendim?" dedi biraz da şakamsı olarak. Ben ise:
"Eğer olabileceğim en kutsal makam bu ise, evet Tanrının eşi olmak istiyorum Sebastian!" dedim.
Alparslan güneyde Fatımiler ile savaşıyordu. En güçlü Sünni devlet olan Selçukluları yendikten sonra bizi papa bile durduramazdı. Kazanacağımız toprakları düşünmek bile beni heyecanlandırıyordu. Bakü, Musul, Bağdat, Tebriz, Hemedan, İsfahan, Rey, Merv, Taşkent, Maveraün-nehr... Ve tabii ki her hükümdarın kızıl elması Kudüs. Hiç beklemeden yola çıktık. Selçukluların daha önce bizden aldığı şehirleri zapt ettik. Sonra onların üzerine yürümek için plan yaptık. Zengin tarihimizi açıp Büyük İskender'in planlarını inceledik. Çünkü bize saldıracaklarını düşünmüyorduk! Alparslan üzerimize geldiğinde korkmaya başladım, yoksa müslümanların askeri gücünü hafife mi almıştık? Derken onlar yaklaştıkça askeri gücünü öğrendik, 50.000'cik idi! Sonra ise komutanlarım ile görüştüm ve dedim ki; Eğer istedikleri intihar etmekse, bırakın intihar etsinler.
Savaş pozisyonuna geçtik. Alparslan bize birden çok kez elçi gönderdi. Korkuyorlardı! Yemin edebilirdim! Bana barış teklif ettiklerinde barışın ancak Rey'de olacağını söyledim. Sonra da sert bir şaka patlattım:
-İsfahan mı daha güzeldir Hemedan mı?
+İsfahan daha güzeldir efendim
-O zaman bu yıl biz İsfahan'da, hayvanlarımız da Hemedan'da kışlayacak!
+Hayvanlarınız Hemedan'da kışlayabilir de, siz nerede kışlarsınız onu bilemem
NOT: Yukardaki konuşma metininin doğruluğu kesin değildir. Bazı kaynaklarda buna benzer konuşmalar geçmektedir.
Biraz fazla mı kendimden emin hareket ediyordum?
Savaşa hepsi gelememişti. Muhtemelen çoğu nehirlerde boğulmuştu. En azından bir süreliğine öyle görünmüştü. Sanki mantıklı gibi bize saldırdılar. Biz de onşara tüm gücümüz ile saldırdık ancak ne yazık ki onlara yetişemiyorduk. Ordumun ortasında kaldığımda kimsenin sözümü duymadığını hissettim. Ordum çoktan dağılmıştı. Onlar ise bizim aksimize çok düzenliler idi. O an tuzakta olabileceğimizi hissettim. Panikledim, uğraştım, toparlayamadım. Derken yanlardan ve arkadan da düşman askerleri geldi. Bizi kapana kıstırdılar, etrafımda sadece varengian korumaları kaldı ve ben de teslim oldum.